alenen

listen to the pronunciation of alenen
Türkçe - İngilizce
publicly

I've decided to answer all questions publicly. - Bütün soruları alenen cevaplamaya karar verdim.

Tom couldn't say anything publicly. - Tom alenen bir şey söyleyemedi.

publicly, openly
avowedly
in public

Don't help a woman in public. You'll look suspicious. - Bir kadına alenen yardım etme. Şüpheli görüneceksin.

openly
publicly, in public, openly, overtly
overtly
avow
alenen tanınmış kişi
public figure
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Gizli olmayarak, açıktan
(Hukuk) Açıkça, açık olarak, herkesin gözü önünde
Açıktan açığa
Açıktan açığa, herkesin gözü önünde, herkesin içinde, gizlemeden, açıkça
Açıkça
Açıktan açığa, herkesin gözü önünde, herkesin içinde, gizlemeden, açıkça: "Ramazan günü alenen meyveli gazoz içmeye arlanmıyor musun?"- H. Taner
alenen