a set of interconnected mechanical parts like the drive train of a car

listen to the pronunciation of a set of interconnected mechanical parts like the drive train of a car
İngilizce - Türkçe

a set of interconnected mechanical parts like the drive train of a car teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

train
{f} eğitmek

Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır. - The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.

Tom köpeğini eğitmek için birini kiraladı. - Tom hired someone to train his dog.

train
tren

Az daha treni kaçırıyordum. - I almost missed the train.

Sonraki tren ne zaman ayrılacak? - What time does the next train leave?

train
{f} alıştırma yapmak
train
antreman yapmak
train
çalıştırmak

Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil. - No special training is needed to operate this machine.

train
idman yapmak
train
yetişmek

Sadece trene yetişmek için istasyona aceleyle gittik. - We hurried to the station only to miss the train.

Son trene yetişmek için hızlı koştu. - He dashed to catch the last train.

train
yetiştirmek
train
olaylar/düşünceler zinciri
train
eğit(mek)
train
{i} yildiz
train
{i} kervan

Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu. - A long train of camels was moving to the west.

train
{i} katar; kafile
train
{f} eğitmek, terbiye etmek, yetiştirmek
train
{f} nişan almak
train
dalları kazık veya
train
hayvanı tuzağa çekmek için sıralanmış yem
train
{i} katar
İngilizce - İngilizce
train
a set of interconnected mechanical parts like the drive train of a car

    Heceleme

    a SET of interconnected me·cha·ni·cal parts like the drive train of a car

    Türkçe nasıl söylenir

    ı set ıv întırkınektîd mıkänîkıl pärts layk dhi drayv treyn ıv ı kär

    Telaffuz

    /ə ˈset əv ˌəntərkəˈnektəd məˈkanəkəl ˈpärts ˈlīk ᴛʜē ˈdrīv ˈtrān əv ə ˈkär/ /ə ˈsɛt əv ˌɪntɜrkəˈnɛktɪd məˈkænɪkəl ˈpɑːrts ˈlaɪk ðiː ˈdraɪv ˈtreɪn əv ə ˈkɑːr/