(usually auntie) a grandmother

listen to the pronunciation of (usually auntie) a grandmother
İngilizce - Türkçe

(usually auntie) a grandmother teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

aunt
hala

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı. - When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.

Halamın üç çocuğu var. - My aunt has three children.

aunt
teyze

Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı. - Linda was wildly excited to learn that her aunt Nancy was coming to visit her.

Teyzeciğim kötü hissediyor. - My aunty is feeling sick.

aunt
{i} hala: She is my paternal aunt. O benim halam
aunt
{i} yenge: Aunt Aliye is my uncle's
aunt
{i} teyze: She is my maternal aunt. O benim teyzem
aunt
yenge

Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir. - My mother's brother's wife is my aunt.

Sami yengesiyle birlikte yaşıyordu. - Sami lived with his aunt.

aunt
bibi
aunt
eme
İngilizce - İngilizce
aunt
(usually auntie) a grandmother