zusammenstöße teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- collisions
- (Bilgisayar,Fizik) çarpışmalar
Genel olarak, dünyadaki suyun kuyrukluyıldızlarla çarpışmalardan geldiği düşünülür.
- It is generally thought that the earth's water came from collisions with comets.
Bu araba çarpışmaları önlemek için otomatik olarak fren yapar.
- This car brakes automatically to avoid collisions.
- collisions
- (Bilgisayar) çarpışma
Genel olarak, dünyadaki suyun kuyrukluyıldızlarla çarpışmalardan geldiği düşünülür.
- It is generally thought that the earth's water came from collisions with comets.
Bu araba çarpışmaları önlemek için otomatik olarak fren yapar.
- This car brakes automatically to avoid collisions.
- conflicts
- çakışmalar
- conflicts
- çatışmalar
Liderler arasındaki çatışmalar sağlıksız bölgecilikle sonuçlandı.
- The conflicts among leaders resulted in unhealthy sectionalism.
BM, uluslararası krizleri ortadan kaldırmada ve çatışmaları önlemede önemli bir rol oynadı.
- The UN has played a major role in defusing international crises and preventing conflicts.
