Bu yolda bir hayli trafik var.
- There is a great deal of traffic on this road.
Tom'a bir hayli hayranım.
- I admire Tom a great deal.
Onu epeyce daralttığını söyleyebilirim.
- I'd say that narrows it down quite a bit.
Tom Mary'den epeyce daha genç.
- Tom is quite a bit younger than Mary.
Bugün yapacak çok işim var.
- I have a great deal to do today.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Tom oldukça çok okur.
- Tom reads a great deal.
Ona oldukça çok borçluyum.
- I owe him a great deal.