yaklaş

listen to the pronunciation of yaklaş
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) zoom in
(Bilgisayar) zoom
{f} near

Don't come near me. I have a cold. - Bana yaklaşma, soğuk almışım.

The dictionary gathers nearly half a million words. - Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.

{f} approach

The president is difficult to approach. - Başkana yaklaşmak zordur.

He is a hard man to approach. - O yaklaşması zor bir adamdır.

{f} approximate

A person's heart is approximately the same size as their fist. - Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.

The story approximates to historical truth. - Hikaye tarihsel gerçeğe çok yaklaştı.

come near

He does not let the opponent come near him. - O, rakibin ona yaklaşmasına izin vermez.

Don't let anyone come near the fire. - Herhangi birinin ateşe yaklaşmasına izin vermeyin.

{f} nearing

We're slowly nearing the end. - Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.

The end of my probation period is nearing. - Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.

yaklaş ma
(Hukuk) (tır) approximation
yaklaş ve demirle
(Askeri) approach and moor