vesile, araç, vasıta: "biliyordu ki sabır, cennetin anahtarıdır."- p. safa

listen to the pronunciation of vesile, araç, vasıta: "biliyordu ki sabır, cennetin anahtarıdır."- p. safa
vesile, araç, vasıta: "biliyordu ki sabır, cennetin anahtarıdır."- p. safa