İki kere ölç, bir kere kes.
 - Measure twice, cut once!
O iki kere düşünmezdi.
 - He wouldn't have thought twice.
Benim iki katım kadar yaşlıdır.
 - He is twice as old as I.
Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
 - Your income is about twice as large as mine is.
İki kez evlendi ve yirmiden fazla çocuğu oldu.
 - He married twice and had more than 20 children.
Komite ayda iki kez toplanır.
 - The committee meets twice a month.
Yıldız Savaşlarını iki defa izledim.
 - I have seen Star Wars twice.
İki defa Fuji Dağı'na tırmandım.
 - I've climbed Mt. Fuji twice.