to-meet

listen to the pronunciation of to-meet
İngilizce - Türkçe
(Hukuk) buluşmak

Tom Mary ile yarın saat ikide parkta buluşmak zorunda. - Tom has to meet Mary in the park tomorrow at 2:30.

Seninle gerçek hayatta buluşmak harikaydı. - It was awesome to meet you in real life!

toplana
karşılayacak
mete
{f} bölüştürmek
mete
out ile ölçüp vermek veya taksim etmek
mete
mete ölç
mete
{f} out vermek
mete
{f} ölçmek
to meet
(Hukuk) bir araya gelmek
İngilizce - İngilizce
mete
bemeet
to-meet

    Videolar

    ... >>Lady Gaga: It was nice to meet you. ...
    ... in time.  And that is to go back in time to meet a certain bar room drunk who gets ...