Hazırlamak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
 - I need a little more time to prepare.
Olacak şeye Tom'u hazırlamak için elimizden geleni yaptık.
 - We did our best to prepare Tom for what was going to happen.
Test için hazırlanmak zorundayım.
 - I have to prepare for the test.
İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
 - I have to prepare for the test in English.
En kötüsü için hazırlanmalısın.
 - You should prepare for the worst.
Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
 - The cook prepares different dishes every day.
Hazırlık yapmak için biraz daha zamana ihtiyacım var.
 - I need a little more time to prepare.
Onun için hazırlık yapmak zorundayız.
 - We have to prepare for that.
Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
 - In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
Onu yapmak için hazır değilim.
 - I'm not prepared to do that.
We prepared the spacecraft for takeoff.