Tom bir piyano ayarlayıcı.
 - Tom is a piano tuner.
Tom gitarını ayarladı.
 - Tom tuned his guitar.
Tom'un bütün istediği Mary'nin ukelede bir çift melodi çalmasıydı.
 - All Tom wanted was for Mary to play a couple of tunes on her ukulele.
En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
 - One of my favorite tunes was playing on the radio.
Bir piyanonun nasıl ayarlanacağını biliyor musun?
 - Do you know how to tune a piano?
Tom bir piyano ayarlayıcı.
 - Tom is a piano tuner.
Bu piyano muhtemelen yıllardır akort edilmemiş.
 - This piano has probably not been tuned for years.
Piyano akortsuzdu; çok kötü ses veriyordu.
 - The piano was out of tune; it sounded very bad.