Memleketim Bolu'da patates aromalı köy ekmeği yedim.
- I ate potato flavoured village bread in my hometown, Bolu.
Tony yeşil alanlar ve küçük, sessiz köyler gördü.
- Tony saw green fields and small, quiet villages.
Volkanik patlama köyü tehdit etti.
- The volcanic eruption threatened the village.
Benim köyümde, bir dere üzerinde küçük, dar bir yaya köprüsü vardır.
- In my village, there is a small, narrow footbridge over a brook.
... Village already suffered something ...
... life in this old village perched on the hill is a typical example of turkish ...