Mükâfatlandırılacaksınız.
 - You will be rewarded.
Fazilet onun kendi mükafatıdır.
 - Virtue is its own reward.
Fazilet onun kendi mükafatıdır.
 - Virtue is its own reward.
İyi kotarılmış bir şeyin mükâfatı onu yapmış olmaktır.
 - The reward of a thing well done is to have done it.
Siz bir ödül alacaksınız.
 - You shall have a reward.
Nic hiçbir şekilde ödülden memnun değil.
 - Nick is by no means satisfied with the reward.
Kendinizi ödüllendirmeyi deneyin ve ödül için başkalarına güvenmeyi denemeyin.
 - Try rewarding yourself and not relying on others for reward.
Is this the reward I get for telling the truth: to be put in jail?.