Çalınan çantasını bulmak ona sürpriz oldu.
- He was surprised to find his stolen bag.
Onlar çalınan parayı buldular.
- They found the stolen money.
Sami'nin şeyleri çalınmıştı.
- Sami's items were stolen.
Tom Mary'ye çalınmış bir kemanı satmayı önerdi.
- Tom offered to sell Mary a stolen violin.
Dün gece bisikletimi çaldırdım.
- I had my bicycle stolen last night.
Dün gece arabam çalındı.
- I had my car stolen last night.