tedarikli

listen to the pronunciation of tedarikli
Türkçe - İngilizce
prepared, ready
tedarik
supply

Tom and Mary had sex in the supply closet. - Tom ve Mary tedarik dolabında seks yaptı.

Grant wanted to cut the supply lines between the two cities. - Grant, iki şehir arasındaki tedarik hatlarını kesmek istiyordu.

tedarik
(Nükleer Bilimler) procurement
tedarik
procuration
tedarik
provision
tedarik
supplying
tedarik
warison
tedarik
(Askeri) acquisation
tedarik
preparation
Tedarik
supplyment
tedarik
Procuration, procurement, supply
tedarik
procuring, procurement
tedarik
(Hukuk) supply, procurement
tedarik
preparing, preparation
tedarik
getting (somethings) together, accumulation
tedarik
procuring, supplying, preparation
tedarik
procurance
tedarik
provisionment
tedarik
purveyance
Türkçe - Türkçe
Her şeyi önceden sağlamış olarak
Her şeyi önceden sağlamış olan
tedarik
Hazırlık: "Hemen düğün tedarikine başladım ve bir günde birkaç iş gördüm."- A. Gündüz
tedarik
Araştırıp bulma, sağlama, elde etme
tedârik
(Osmanlı Dönemi) ele geçirme, hazırlama, sağlama, temin etme, karşılama