tıraş teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- shaving 
Tom cut himself while shaving.
 - Tom tıraş olurken kendini kesti.
I cut myself while shaving.
 - Tıraş olurken kendimi kestim.
 - shave 
I shave every morning.
 - Ben her sabah tıraş olurum.
I bought a new shaver.
 - Ben yeni bir tıraş makinesi aldım.
 - shaving, shave; haircut; boring talk, bragging, rhetoric 
 - very close haircut: asker tıraşı GI haircut 
 - slang very boring talk, palaver 
 - smoothing away the rough edges on; planing 
 - growth of beard (of so many days): iki günlük tıraş a two-day's growth of beard 
 - shaving, shave 
 - slang pulling (someone's) leg, having (someone) on, putting (someone) on 
 - boring talk 
 - tıraş kolonyası
 - Shaving cologne 
 - tıraş olmak
 - 1. to shave oneself, shave. 2. to get a shave, have a shave 
 - tıraş bıçağı
 - razor blades 
 - tıraş bıçağı
 - razor blade 
Remove the hair with a razor blade.
 - Saçı bir tıraş bıçağıyla kazı.
 - tıraş etmek
 - 1. to shave. 2. to cut (hair) very close. 3. slang to pull (someone's) leg, have (someone) on, put (someone) on. 4. slang to bore (someone) to death with a lot of talk, talk (someone's) head off 
 - tıraş etmek
 - a) to shave b) to cut 
 - tıraş etmek
 - barber 
 - tıraş etmek
 - shave 
 - tıraş fırçası
 - shaving brush 
 - tıraş kremi
 - aftershave 
 - tıraş kremi
 - shaving cream 
 - tıraş kremi
 - aftershave lotion 
 - tıraş losyonu
 - after-shave lotion, aftershave 
 - tıraş losyonu
 - aftershave 
 - tıraş macunu
 - shaving cream 
 - tıraş makinesi
 - 1. safety razor, razor. 2. electric shaver 
 - tıraş makinesi
 - electric razor 
 - tıraş makinesi
 - safety razor 
 - tıraş makinesi
 - razor 
He shaves with an electric razor every morning.
 - O her sabah elektrikli tıraş makinesi ile tıraş olur.
I should have tried out this electric razor before buying it.
 - Ben onu satın almadan önce bu elektrikli tıraş makinesini denemeliydim.
 - tıraş makinesi
 - shaver 
I should have tested this electric shaver before buying it.
 - Bu elektrikli tıraş makinesini onu almadan önce test etmeliydim.
I bought a new shaver.
 - Ben yeni bir tıraş makinesi aldım.
 - tıraş makinesi
 - shaver, electric razor 
 - tıraş makinesi satın almak istiyorum
 - I want to buy an electric shaver 
 - tıraş makinesı
 - electric shaver 
 - tıraş olmak
 - a) to shave (oneself) b) to have a haircut 
 - tıraş olmak
 - shave 
I have to shave every day.
 - Her gün tıraş olmak zorundayım.
Do you also want a shave?
 - Sen de tıraş olmak ister misin?
 - tıraş olmak
 - have a shave 
 - tıraş olmak
 - get a shave 
 - tıraş olmak
 - get shaved 
 - tıraş olmak
 - shave oneself 
 - tıraş olmak istiyorum
 - I would like to have a shave 
 - tıraş olmamış
 - unshaved 
 - tıraş olmamış
 - unshaven 
 - tıraş sabunu
 - shaving stick 
 - tıraş sabunu
 - shaving soap 
 - traş
 -  {i} shave 
Mary shaved her legs.
 - Mary bacaklarını traş etti.
Tom got up, took a shower, shaved, and got dressed.
 - Tom kalktı, duş aldı, traş oldu ve giyindi.
 - traş
 -  {i} shaving 
He hurt his ear while he was shaving himself.
 - Traş olurken kulaklarını yaraladı.
Tom is shaving in his room.
 - Tom, odasında traş oluyor.
 - heykel tıraş
 - shave statue 
 - kalem tıraş
 - pencil shaving 
 - alabros tıraş
 - crew cut 
 - dikine tıraş
 - slang the runaround, deception 
 - dikine tıraş etmek
 - slang to give someone the runaround 
 - elektrikli tıraş makinesi
 - electric shaver 
 - emniyetli tıraş makinesi
 - safety razor 
 - kalem tıraş
 - pencil sharpener 
 - odamda tıraş makinem için adaptör var mı
 - Is there an adaptor in my room 
 - odamda tıraş makinem için priz var mı
 - Is there a socket in my room for my electric shaver 
 - sadece tıraş bıçağı
 - Razors only 
 - sıfır numara tıraş shaving of
 - the head