Afedersiniz, bu kadın kim?
 - Excuse me, who is this woman?
Kadını nerede gördün?
 - Where did you see the woman?
Şu kadın onun karısı olmalı.
 - That woman must be his wife.
Sanırım, o kadın onun karısıdır.
 - That woman is his wife, I think.
Müzik alanında hiç kimse bu genç kadın eşit değildir.
 - Nobody is equal to this young woman in the field of music.
Politikacı eşi olmayan bir kadını öperken kameraya yakalandı.
 - The politician was caught on camera kissing a woman who is not his wife.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
 - It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
Bu mektup yaşlı bayanadır.
 - This letter is to the old woman.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
 - My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
Ev kadınların dünyasıdır, dünya erkeklerin evidir.
 - The home is the woman's world, the world is the man's home.