Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
- The pregnancy left her with stretch marks.
O kalemin ucunda diş izleri var.
- There are teeth marks on the end of that pencil.
Tırnak işaretlerinin nasıl kullanılacağını bilmiyorum.
- I don't know how to use quotation marks.
Ünlem işaretleri Almancada İngilizcedekilerden çok daha sık olarak kullanılır.
- Exclamation marks are used much more frequently in German than they are in English.
Polis kimsenin izlerini bulmadı.
- The police didn't find anyone's traces.
Kurbanın akciğerlerinde sabun izleri bulundu. Sanırım onlar onu banyoda boğdular.
- Traces of soap were found in the victim's lungs. I suppose they drowned her in the bath.
Tozlu ve kayalıklı yollarda yürümeyi severim.
- I like walking on dusty and rocky trails.
We saw the traces of a bear in the snow.
- Wir sahen die Spuren eines Bären im Schnee.
In South America, there are many traces of Indian culture.
- In Südamerika finden sich viele Spuren indianischer Kultur.