Yaralı asker güçlükle yürüyebiliyordu.
- The wounded soldier could hardly walk.
Yaralılar iyileşiyorlar.
- The wounded are getting better.
Ölüler ve yaralılar yakında her yerde yatıyordu.
- The dead and wounded soon lay everywhere.
Yaralılar ambulansla geldiler.
- The wounded arrived by ambulance.
Asker bacağından yaralandı.
- The soldier was wounded in the leg.
Birçok Birliki askeri öldürüldü veya yaralandı.
- Many Union soldiers were killed or wounded.
Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.
- The soldier was wounded in the leg and couldn't move.
Polis Tom'u başından ölümcül bir biçimde yaralanmış buldu
- The police found Tom fatally wounded in the head.
Asker bacağından yaralandı.
- The soldier was wounded in the leg.
Asker bacağından yaralanmıştı ve hareket edemiyordu.
- The soldier was wounded in the leg and couldn't move.
Nila, Agni's son, brandishing an uptorn tree, rushed on Prahasta; but he wounded the monkey with showers of arows.