Tom and Mary were classmates.
- Tom ve Mary sınıf arkadaşıydı.
My sister married her high school classmate.
- Kız kardeşim lise sınıf arkadaşıyla evlendi.
He's getting along well with all of his classmates.
- O, tüm sınıf arkadaşları ile iyi geçinir.
Tom and his classmates are going to an art museum tomorrow afternoon.
- Tom ve sınıf arkadaşları yarın öğleden sonra bir sanat müzesine gidecek.