Ayda bir kere bir araya geliriz.
- Wir kommen einmal im Monat zusammen.
Kusursuz bir ilişki diye bir şey yoktur. O yüzden kendine hem cennette, hem de cehennemde beraber olabileceğin birini bul!
- Es gibt keine perfekte Beziehung. Also suche dir jemanden, mit dem du in Himmel und Hölle zusammen sein kannst.
Hadi beraber dua edelim !
- Beten wir alle zusammen!
Buna müştereken sahibiz.
- We have that in common.
Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.
- Tom and Mary have something surprising in common.
Sınır kavgaları yaygındı.
- Border fights were common.
ABD'de, insanların nakit ödeme yerine bir çek yazmaları yaygındır.
- In the U.S., it is common for people to write a check instead of paying cash.
Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.
- Though they're twins, they don't have many interests in common.
Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
- They knew they must fight together to defeat the common enemy.
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
Antibiyotikler genellikle enzimatik inhibitörlerdir.
- Antibiotics are commonly enzymatic inhibitors.
30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim.
- I compiled a list of 30 of the most common dirty words.
Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir.
- Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.