Birkaç yıl sonra geri döndü.
- Nach einigen Jahren kehrte er zurück.
Tom, Meryem'i kendisiyle Boston'a geri dönmeye ikna etti.
- Tom hat Maria dazu überredet, mit ihm nach Boston zurückzukehren.
Onun ne zaman geri geleceğini bilmiyorum.
- Ich weiß nicht, wann sie zurück sein wird.
Sana yardım etmek için geri geldim.
- Ich bin zurückgekommen, um dir zu helfen.
Rus büyükelçisi şaşkına döndü.
- The Russian ambassador was taken aback.
Saçını tıraş edersen, tekrar daha kalın uzayacaktır.
- If you shave your hair, it will grow back thicker.
Leyla sıkı bir dini geçmişten geliyor.
- Layla comes from a strict religious background.
Mütevazı bir geçmişten geliyorum.
- I come from a humble background.
Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.
- She regretted deeply when she looked back on her life.
Nereye gittiğimizi bilmek için bazen geriye bakmalıyız.
- Sometimes we need to look back to know where we are going to.
He will be back in ten minutes.
- Er ist in zehn Minuten zurück.
He will be back in an hour.
- Er wird in einer Stunde zurück sein.
Do friends sleep with friends and then murder them? Dima asked in return.
- Schlafen Freunde mit Freunden und ermorden sie dann?, fragte Dima zurück.