zeile

listen to the pronunciation of zeile
Немецкий Язык - Турецкий язык
n {'tsaylı} e satır
[die] satır; sıra, dizi
satr
sıra sıra
Английский Язык - Турецкий язык

Определение zeile в Английский Язык Турецкий язык словарь

line
{i} hat

Onu aradım, ancak hat meşguldü. - I called her, but the line was busy.

Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş. - The thief cut the telephone lines before breaking into the house.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
by line
gazetecinin imzası
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
by line
satır
line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

Biz kuyrukta ayakta bekletildik. - We were made to stand in line.

Tom kuyruktaki son kişi. - Tom is the last person in line.

Немецкий Язык - Английский Язык