Anything may happen till that time.
- O zamana kadar her şey olabilir.
We'll just have to wait till then.
- Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız.
They had been married for ten years by that time.
- Onlar o zamana kadar on yıl evliler.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
We will move into our new house next month if it is completed by then.
- O zamana kadar tamamlanırsa gelecek ay yeni evimize taşınacağız.
I'll be back by then.
- O zamana kadar döneceğim.
I hope this good weather will hold till then.
- Umarım bu iyi hava o zamana kadar devam edecek.
The food supplies will not hold out till then.
- Gıda malzemeleri o zamana kadar dayanmaz.