Boys can't enter the girls' dormitories.
- Oğlanlar kızların yurtlarına giremezler.
My university has dormitories.
- Benim üniversitemin yurtları var.
All of us live in the same dorm.
- Hepimiz aynı yurtta yaşıyoruz.
You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
Tom lives on his country estate.
- Tom yurtluğunda yaşıyor.
Have you ever been to a foreign country?
- Hiç yurt dışında bulundun mu?
You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
We all live in the same dormitory.
- Hepimiz aynı yurtta yaşarız.
Peace at home, peace in the world.
- Yurtta sulh, cihanda sulh.
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
They think the owner of the house is studying abroad.
- Onlar evin sahibinin yurt dışında eğitim aldığını düşünüyorlar.