Birçok büyük insan gençliklerinde zorluklardan geçmişlerdir.
- Many great men went through hardship during their youth.
Malezya'daki gençlik Kore ve Japonya'daki ünlülerden gerçekten hoşlanıyor.
- The youth in Malaysia really like Korean and Japanese celebrities.
Malezya'daki gençlik Kore ve Japonya'daki ünlülerden gerçekten hoşlanıyor.
- The youth in Malaysia really like Korean and Japanese celebrities.
Ben o şarkıyı ne zaman duysam, gençliğimi hatırlıyorum.
- When I hear that song I remember my youth.
Gençler bahçede yerler.
- The youth eat in the garden.
Yaşlı adam gençleri kıskanıyor.
- The old man envies the youth.
O gerçekten gençliğini koruyor.
- She really keeps her youthfulness.
Yaşlı olmasına rağmen genç bir ruhu var.
- Though he is old, he has a youthful spirit.