The settlers embraced the Christian religion.
- Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.
The settlers accepted the Indians' help.
- Yerleşimciler kızıl derililerin yardımını kabul etti.
I was the recipient of a large settlement.
- Büyük bir yerleşimin alıcısıydım.
Sami began a 600 hundred miles journey to the nearest settlement.
- Sami en yakın yerleşim yerine 600 yüz millik bir yolculuğa başladı.
The Indians gave the settlers food.
- Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
The settlers did not always honor the treaties.
- Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.
This is residential property.
- Burası yerleşim bölgesidir.
I would prefer to live in a residential area, not downtown.
- Bir şehir merkezinde değil, bir yerleşim alanında yaşamayı tercih ederim.