If the goalkeeper is injured, we have a backup.
Tom is making spare parts in a car factory.
 - Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
He examined the spare parts one by one.
 - Yedek parçaları birer birer inceledi.
Your substitute has already been picked out.
 - Sizin yedek oyuncunuz zaten seçildi.
I have no backup plan.
 - Benim yedek planım yok.
Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
 - Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
Tom is making spare parts in a car factory.
 - Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
I can not buy spare parts for this car.
 - Bu araba için yedek parça alamam.
I can not buy spare parts for this car.
 - Bu araba için yedek parça alamam.
He examined the spare parts one by one.
 - Yedek parçaları birer birer inceledi.
Do you have an extra key?
 - Yedek anahtarın var mı?
May I borrow a duplicate key for Room 360?
 - Oda 360 için bir yedek anahtar alabilir miyim?
He had a duplicate key made from that one.
 - Ondan yapılmış bir yedek anahtarı vardı.
Can I get you a refill?
 - Sana bir yedek alabilir miyim?
I can not buy spare parts for this car.
 - Bu araba için yedek parça alamam.
Tom is making spare parts in a car factory.
 - Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
He examined the spare parts one by one.
 - Yedek parçaları birer birer inceledi.
They are making spare parts in a car factory.
 - Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyorlar.