The article was written in French.
- Makale Fransızca yazılmış.
Is it possible to reprint this article?
- Bu yazıyı yeniden basmak mümkün mü?
You really should get this agreement down in writing.
- Gerçekten bu anlaşmayı yazılı olarak kayıt altına almanız gerekir.
He is writing to some friends of his.
- O bazı arkadaşlarına yazıyor.
Tom, do you know what kind of script this is? Probably Tibetan, but I can't read a bit of it.
- Tom, bunun ne tür bir yazıt olduğunu biliyor musun? Muhtemelen Tibet, ama ondan bir parça okuyamıyorum.
In the Middle Ages, anyone who'd oppose to the Holy Scriptures was murdered.
- Orta çağlarda, Kutsal Yazılara karşı çıkan herhangi biri öldürüldü.
Layla had religious inscriptions in her business card.
- Leyla'nın kartvizitinde dini yazılar vardı.
The medal had an inscription.
- Madalyanın bir yazısı var.
I have attempted to create a good essay which utilizes my Japanese, but my professor said that much of it was incorrect and that I have to do it all over again.
- Japoncam için faydalı olacak güzel bir yazı hazırlamaya çalıştım, ama öğretmenim yazıda epey yanlışlar olduğunu ve yeni baştan yazmam gerektiğini söyledi.
It took me 2 hours to finish the essay.
- Yazıyı bitirmek 2 saatimi aldı.
This is a story written in English.
- Bu İngilizce yazılmış bir hikayedir.
This is a story written in easy English.
- Bu kolay İngilizce ile yazılmış bir hikaye.
This composition is so badly written than I can not make out what he means.
- Bu kompozisyon o kadar kötü yazılmış ki ben onun ne anlama geldiğini çıkaramıyorum.
Her composition is very good except for a few errors in spelling.
- Onun kompozisyonu birkaç yazım hatası dışında çok iyi.
This is a cursive script.
- Bu bir bitişik el yazısı.
I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script?
- Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?
Tom writes short stories.
- Tom kısa öyküler yazıyor.
The stories in the book are written for her.
- Kitaptaki hikayeler onun için yazılıyor.
Give me some paper to write on.
- Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin.
The printer needs paper.
- Yazıcıya kağıt lazım.
Sorry, that's a typo.
- Üzgünüm, o bir yazım hatası.
I think it's just a typo, rather than a grammatical error.
- Bence bu gramer hatasından çok, bir yazım hatası.
Please write the answer on this piece of paper.
- Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız.
Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters.
- Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.
The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.
- Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.
A text in Esperanto is written phonetically using an alphabet of 28 letters.
- Esperanto bir metin, fonetik olarak 28 harfli bir alfabe kullanılarak yazılır.
In the Middle Ages, anyone who'd oppose to the Holy Scriptures was murdered.
- Orta çağlarda, Kutsal Yazılara karşı çıkan herhangi biri öldürüldü.
Heads I win, tails you lose.
- Turalar ben kazanırım, yazılar sen kaybedersin.
They are apocryphal writings.
- Onlar uydurma yazılar.
There were a lot of writings about homosexuality.
- Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.