Yay! I have finally finished my work!.
The pony was yay high.
The Steve Miller Band released a new album in June of 2010.
- Steve Miller Band, 2010'un Haziranında yeni bir albüm yayınladı.
In 1998, Dan Brown released Digital Fortress. Five years later he completed another best seller, The Da Vinci Code.
- Dan Brown 1998 yılında Dijital Kaleyi yayınlandı. O, beş yıl sonra başka bir best seller Da Vinci Şifresini tamamlandı.
The arc of the moral universe is long, but it bends toward justice.
- Ahlaki evrenin yayı uzun, ancak adalete doğru eğilir.
Koyomi bought a bow and arrows.
- Koyomi bir yay ve oklar satın aldı.
Life isn't tied with a bow, but it's still a gift.
- Hayat bir yayla bağlı değildir ama o hâlâ bir hediyedir.
A violin is a stringed instrument.
- Keman, yaylı bir enstrümandır.
Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet.
- Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür.
The fire, which has been raging for over a week in eastern California, continues to expand.
- Bir haftadır kırıp geçiren Doğu Kaliforniya'daki yangın, yayılmaya devam ediyor.
Who is likely to be spreading that information?
- O bilgiyi muhtemelen kim yayıyor?
The rain kept the fire from spreading.
- Yağmur yangının yayılmasını engelledi.
That organization disseminates a lot of information, none of which can be trusted.
- O örgüt hiçbiri güvenilir olamayacak kadar çok bilgiyi yaymaktadır.
Heat was spread throughout the room by the electric stove.
- Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı.
The fire spread and licked the neighboring house.
- Yangın yayıldı ve komşu evi yaladı.
Planets don't emit light by themselves.
- Gezegenler kendiliğinden ışık yaymazlar.
The motor overheated and is now emitting smoke.
- Motor hararet yaptı ve şimdi duman yayıyor.