She spends a lot of time helping her children learn to deal with money.
- O, çocuklarının para ile alışveriş etmelerine yardım ederek çok zaman harcar.
Tom spends a majority of his time helping Mary.
- Tom zamanının çoğunluğunu Mary'ye yardım ederek harcar.
She eagerly took a second helping of ice cream.
Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.
- Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.
Thank you for helping me. Don't mention it.
- Bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim. Bir şey değil.
They came to our aid at once.
- Onlar derhal bize yardım etmeye geldiler.
I expect him to come to our aid.
- Onun bize yardım etmeye gelmesini istiyorum.
Give help to anyone who needs it.
- Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
Yesterday I helped the father.
- Dün babama yardım ettim.
They came to our assistance.
- Onlar bize yardım etmek için geldiler.
I would like you to assist me with my gardening.
- Benim bahçe işlerinde bana yardım etmeni istiyorum.