yaratılmak

listen to the pronunciation of yaratılmak
Турецкий язык - Английский Язык
to be created
yarat
(Bilgisayar) compose

A nation creates music — the composer only arranges it. - Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.

yaratılma
(Bilgisayar) created

Not all men are created equal. - Bütün insanlar eşit yaratılmaz.

Nothing is lost, nothing is created, everything is transformed. - Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey yaratılmaz, her şey dönüşür.

yarat
{f} created

In the beginning God created the heaven and the earth. - Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

God created the world. - Allah dünyayı yarattı.

yarat
{f} creating

Perform an experiment in creating a country from scratch. - Sıfırdan bir ülke yaratmada bir deney gerçekleştirin.

The separatist movement is creating conflict within the country. - Ayrılıkçı hareket ülke içinde çatışma yaratıyor.

yarat
create

People of Almaty, let us create a child-friendly city! - Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!

Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

Турецкий язык - Турецкий язык
Yaratmak işi yapılmak
Yaratma işi yapılmak: "Hepimiz birbirimiz için yaratılmışız."- A. İlhan
(Osmanlı Dönemi) CİBLET
(Hukuk) HALK ETMEK
yaratılma
Yaratılmak işi
yaratılma
(Osmanlı Dönemi) halk edilme