Many soldiers suffered terrible wounds in the battle.
 - Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.
Many Union soldiers were killed or wounded.
 - Birçok Birliki askeri öldürüldü veya yaralandı.
I stretch before exercising to prevent injury.
 - Egzersiz yapmadan önce yaralanmayı önlemek için gerinirim.
The F1 champion Michael Schumacher sustained a serious head injury.
 - F1 şampiyonu Michael Schumacher ciddi bir kafa yarasına maruz kaldı.
Nobody else got hurt.
 - Başka hiç kimse yaralanmadı.
Was anybody else hurt?
 - Başka kimse yaralandı mı?
There may be some scars.
 - Bazı yara izleri olabilir.
Tom had a new scar on his forehead since the last time Mary had seen him.
 - Tom'un alnında Mary onu son gördüğünden beri yeni bir yara vardı.
The nurses turned the patient regularly in order to prevent pressure sores.
 - Hemşireler yatak yaralarını önlemek için düzenli olarak hastayı çevirdi.
Tom is still a little sore.
 - Tom hâlâ biraz yaralı.
My canker hurts, so I can't really eat.
 - Ağız yaram ağrıyor, bu yüzden gerçekten yemek yiyemiyorum.
I have a ulcer in my mouth.
 - Ağzımda bir yaram var.
I fell down and bruised my knee.
 - Düştüm ve dizimi yaraladım.
She touched the bruise on his arm.
 - Onun kolundaki yaraya dokundu.