The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
 - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
You didn't do a very good job, I said.
 - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
Why doesn't anybody translate my sentences?
 - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
She doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
I'm doing it for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
 - Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
Can you do it in one day?
 - Onu bir günde yapabilir misin?
You must do it yourself.
 - Onu kendin yapmalısın.
In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.
 - Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.
This table is made of wood.
 - Bu masa tahtadan yapılmıştır.
He was guilty of making a mistake.
 - O, bir hata yapmaktan suçluydu.
Don't be afraid of making mistakes.
 - Hatalar yapmaktan korkmayın.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
They assisted him in performing the operation.
 - Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
She can't have done such a thing.
 - O öyle bir şey yapmış olamaz.
If it had not been for her help, you would never have done it.
 - Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
Tom has made up his mind to go to Boston to study.
 - Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.
She made up her face in 20 minutes.
 - O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
What did you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaptın?
What do you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaparsın?
Rio's carnival is held in February.
 - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
 - Konferans öbür gün yapılacak.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Butter is made from cream.
 - Tereyağı kaymaktan yapılır.
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
 - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
The baby is asleep. Don't make a noise.
 - Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant.
 - O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.