She trembled like a leaf.
- Bir yaprak gibi titriyordu.
Meg found a four leaf clover.
- Meg dört yapraklı yonca buldu.
Many Peruvians have the habit of chewing coca leaves.
- Birçok Perulunun koka yapraklarını çiğneme adeti vardır.
All the leaves on the tree turned yellow.
- Ağaçtaki tüm yapraklar sarardı.
Please give me a sheet of paper.
- Lütfen bana bir yaprak kağıt verin.
Tom was as pale as a sheet.
- Tom bir yaprak kadar solgundu.