You didn't do a very good job, I said.
 - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
Did you do it by yourself?
 - Onu kendin mi yaptın?
She doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
He doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
I'm doing it for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
I'm doing this for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
I want to do it myself.
 - Onu kendim yapmak istiyorum.
Can you do it in one day?
 - Onu bir günde yapabilir misin?
In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.
 - Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
He is afraid of making mistakes.
 - Hata yapmaktan korkuyor.
Tom worries about making mistakes at work.
 - Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
The coroner is performing an autopsy on Tom to find out why he died.
 - Adli tabip onun neden öldüğünü bulmak için Tom üzerinde bir otopsi yapıyor.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
 - Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
She can't have done such a thing.
 - O öyle bir şey yapmış olamaz.
This stool is made up of leather and wood.
 - Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
She made up her face in 20 minutes.
 - O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
What do you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaparsın?
I'm not quite sure what to make of this.
 - Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.
Before the match, an opening ceremony was held in the Yoyogi stadium.
 - Maçtan önce Yoyogi stadyumunda bir açılış töreni yapıldı.
Rio's carnival is held in February.
 - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Beer bottles are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
I know you can make it.
 - Yapabileceğini biliyorum.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
 - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant.
 - O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.
Tom committed a bank robbery.
 - Tom bir banka soygunu yaptı.