The girl did nothing but cry.
 - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
 - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
Why doesn't anybody translate my sentences?
 - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
She doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
I'm doing it for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
I'm doing this for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
I want to do it myself.
 - Onu kendim yapmak istiyorum.
You must do it yourself.
 - Onu kendin yapmalısın.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
This table is made of wood.
 - Bu masa tahtadan yapılmıştır.
Making such a judgement may lead to wrong ideas.
 - Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
Don't be afraid of making mistakes.
 - Hatalar yapmaktan korkmayın.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
They assisted him in performing the operation.
 - Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
It can be done in a day.
 - O, bir günde yapılabilir.
She can't have done such a thing.
 - O öyle bir şey yapmış olamaz.
She made up her face in 20 minutes.
 - O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
Tom has made up his mind to go to Boston to study.
 - Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.
Tom doesn't know what to make of this.
 - Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
Tom and Mary aren't quite sure what to make of this.
 - Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
 - Konferans öbür gün yapılacak.
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
 - Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
They made John chairman of the committee.
 - Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
Butter is made from milk.
 - Tereyağı sütten yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
 - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
The baby is asleep. Don't make a noise.
 - Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.