yaşamış

listen to the pronunciation of yaşamış
Турецкий язык - Английский Язык
lived

I think Beethoven is the greatest composer who ever lived. - Ben Beethoven'ın şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci olduğunu düşünüyorum.

He is as great a musician as ever lived. - O şu ana kadar yaşamış büyük bir müzisyendir.

existed
yaşamış olmak
lived to be
yaşa
{f} live

Please tell me where you will live. - Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.

Meerkats live in Africa. - Mirketler Afrika'da yaşar.

yaşa
{f} living

I love living with you. - Sizinle yaşamayı seviyorum.

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız senin alışkanlıklarını etkiledi.

aynı zamanda yaşamış olan kimse
contemporary
elizabet döneminde yaşamış olan kimse
Elizabethan
eş zamanlarda yaşamış olan
contemporary
viktoria döneminde yaşamış kimse
Victorian
yaşa
huzza
yaşa
Hurray!, Hooray!
yaşa
cheers
yaşa
long live

Long live the brotherhood of all peoples. - Yaşasın tüm halkların kardeşliği.

Long live the Tatoeba Project! - Çok yaşa Tatoeba Projesi!

yaşa
viva
yaşa
whoopee
yaşa
hurray

Hurray! I have found it! - Yaşasın! Ben onu buldum!

yaşa
hooray
yaşa
hurrah
yaşa
know

We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live. - Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.

Do you know where Miss Hudson lives? - Bayan Hudson'un nerede yaşadığını biliyor musunuz?

yaşa
inhabit

What animals inhabit those islands? - Şu adalarda hangi hayvanlar yaşar?

In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims. - Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.

yaşa
subsist
Турецкий язык - Турецкий язык
muammer
Yaşa
yaşasın
yaşa
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir
yaşa
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir: "Ey vatan, ey mübarek vatan, bin yaşa."- T. Fikret