My job is to wash dishes.
- Benim işim bulaşık yıkamaktır.
Is this dress wash-able?
- Bu elbiseyi yıkamak mümkün mü?
I hate doing the washing up, even more than cleaning the toilet.
- Bulaşık yıkamaktan nefret ederim, hatta tuvalet temizlemekten daha çok.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
Tom doesn't like washing dishes.
- Tom bulaşık yıkamayı sevmez.
Can you help me wash these dishes?
- Bu bulaşıkları yıkamama yardımcı olabilir misin?
She breaks a dish every time she washes dishes.
- O her bulaşık yıkamada bir tabak kırar.
Washing the car took longer than we expected.
- Arabayı yıkamak beklediğimizden daha uzun zaman aldı.
Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.
- Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.
Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.
- Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
He got his car washed at the filling station.
- O, dolum istasyonunda arabasını yıkattı.
Wash the quinces thoroughly.
- Ayvaları iyice yıkayın.
While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants.
- Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.
If you haven't the energy to do the washing up, get a dishwasher.
- Eğer bulaşık yıkamak için gücün yoksa, bir bulaşık makinesi al.
Can you help me with the washing up?
- Bulaşık yıkamada bana yardımcı olabilir misin?