Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.
- Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.
His wife knows how to manage him when he gets angry.
- O kızgın olduğunda karısı onu nasıl yöneteceğini bilir.
Inertia is an important governing law.
- Atalet önemli bir yönetim yasasıdır.
Tom masterminded his father's death.
- Tom babasının ölümünü yönetiyor.
A conductor directs an orchestra.
- Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.
Who is conducting the orchestra tonight?
- Bu gece orkestrayı kim yönetiyor?
Who ruled this country?
- Bu ülkeyi kim yönetti?
It is love that rules the world.
- Dünyayı yöneten aşktır.
Fight back against the oppression of the ruling elite.
- Yöneten seçkinlerin zulmüne karşı direnin.
The priest administered Extreme Unction.
- Rahip kutsal yağ sürme ayinini yönetti.
The mayor administers the affairs of the city.
- Belediye başkanı kent işlerini yönetir.
India was governed by Great Britain for many years.
- Hindistan uzun yıllardır Birleşik Krallık tarafından yönetildi.
That island was governed by France at one time.
- O ada bir zamanlar Fransa tarafından yönetildi.
I'm not really serious about managing this project, but I need to be seen to be making the effort.
- Bu projeyi yönetme hakkında gerçekten ciddi değilim ama çaba sarf ederken görülmem gerekiyor.
How are you managing it?
- Onu nasıl yönetiyorsun?
Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday.
- Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.
We've flattered the director's vanity.
- Biz yöneticinin kibrini pohpohladık.
The boss directed his men to finish it quickly.
- Patron onu çabuk bitirmeleri için adamlarını yönetti.
The policewoman directed traffic.
- Kadın polis trafiği yönetti.