Определение wortlaut в Английский Язык Турецкий язык словарь
- text
- metin
Az önce Tom'dan bir metin aldım.
- I just got a text from Tom.
Metindeki bütün cümleleri hatırlamaya çalışma, bu neredeyse imkansız.
- Don't try to remember every sentence of the text, it's almost impossible.
- wording
- {i} üslup
O üslup bana oldukça garip görünüyor.
- That wording sounds rather strange to me.
- text
- (Bilgisayar) metneçevir
- wording
- konuşarak
- text
- konu
Ders anında mesajlaşırken yakalandığı için Mary'nin cep telefonuna el konuldu.
- Mary's phone was confiscated because she was caught texting during class.
Onun konuşmasının tam metnini okuduk.
- We read the full text of his speech.
- text
- parça
- text
- tekst
İskoçya yünlü tekstili ile ünlüdür.
- Scotland is famous for its woollen textiles.
Valentina'nın annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.
- Valentina's mother worked in a textile plant.
- text
- İncil'de ayet
- wording
- ifade etmekte seçilen sözcükler
- text
- (Askeri) METİN: Bir haberde, gönderen makamın bildirmek istediği bilgiyi teşkil eden kısım. Ayrıca bak "plain text, encrypted text"
- text
- {i} İncil'den kısa bölüm
- text
- (Dilbilim) SÖZ(Söylem çözümlemesi)İletişimsel amacı olan ve bir bağlam içinde bulunan herhangi bir söz, ses, görsel vs. Bağlama bir söz (text) ile müdahil olabiliriz ve sözü(text) kullanarak iletişiriz.METİN (METİN DİLBİLİM)İletişimsel bir amacı bulunan, içerik biçim özellikleri ve metinsellik kriterleri ile değerlendirilebilen yazılı/sözlü dil bütünü
- text
- Cep telefonu ile kısa mesaj yollamak
- text
- incilden kısa bölüm
- wording
- {i} ifade tarzı
Düşünmek zorundayım. Başka bir ifade tarzı bulmayı deneyeceğim.
- I have to think about it. I'll try to find another wording.
- text
- {i} yazının aslı
- wording
- {i} ifade; ifade tarzı