Yaşlı hanımefendi tepeye kadar yavaşça yürüdü.
- The old lady walked slowly up the hill.
Hanımefendi, bir ay önce buraya taşındı.
- The lady moved here a month ago.
Bayan şimdi su içiyor.
- The lady is now drinking water.
Konuştuğun bayan benim kız kardeşimdir.
- The lady, whom you talked to, is my sister.
Jane güzel bir leydi oldu.
- Jane grew up to be a fine lady.
Leydi en fazla kırk yaşında.
- The lady is forty years old at most.
O, yaşlı kadına sıcak bir gülümseme fırlattı.
- She shot a warm smile at the old lady.
Şu zavallı kadın engelli.
- That poor lady is disabled.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
- It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
Hayalim devlet başkanının eşi olmak.
- My dream is to be the First Lady.
Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.
- I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective.
Hanımefendi, bir ay önce buraya taşındı.
- The lady moved here a month ago.
O, hanımefendiyi bana tanıttı.
- She introduced the lady to me.
A lady doctor.
... The Kennedy Women, and it dates back to, like, the lineage of the first Kennedy woman who ...
... the average number of children per woman is at 2.5, not 2.1. And that’s because on ...