Bu iyi bilinen bir gerçek.
- It's a well-known fact.
Tom, çok iyi bilinen bir biyolog.
- Tom is a very well-known biologist.
Zülfikar, dördüncü İslam halifesi olan Hazret-i Ali'nin meşhur kılıcıydı.
- Zulfiqar was the famous sword of Hazret-i Ali, fourth caliph of Islam.
İrlanda oya işleriyle meşhurdur.
- Ireland is famous for lace.
Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.
- The singer is famous not only in Japan but also in Europe.
Justin Bieber, Katie Holmes'tan daha ünlüdür.
- Justin Bieber is more famous than Katie Holmes.
Mary tanınmış bir pop yıldızıdır.
- Mary is a famous pop star.
En tanınmış kitaplarını 60'lı ve 70'li yıllarda yayınladı.
- During the 60s and 70s, she published her most famous books.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.
O çok iyi tanınmıştı.
- He was very well known.
O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- She's well known as a singer.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
A common approach is for the server to accept messages at a well-known port.
... He will be well known to you as with a background in print ...
... in 2011, population is declining in more than 50 countries. Not well-known. ...