Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum.
- I said such horrible things to him. I feel so awful.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
O, korkunç bir gündü.
- That was an awful day.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.