Neden bu kadar asık suratlısın?
- Why are you so morose?
O, öfkeyle kapıyı çarptı.
- He angrily slammed the door.
Tom öfkeyle kapıyı kapattı.
- Tom angrily closed the door.
Kızgınlıkla Hey, suyumu kirlettiniz! diye bağırdı.
- He shouted angrily, Hey! You contaminated my water!
O, Şu anda bakıyorsun. Sen röntgenliyorsun Tom dedi kızgınlıkla.
- Just now, you were looking. You Peeping Tom,she said angrily.
Mary kızgın bir şekilde ayağını yere vurdu.
- Mary stomped her foot angrily.
Sami o gece Leyla'nın dairesinde olduğunu kızgın bir şekilde yalanladı.
- Sami angrily denied he was in Layla's apartment that night.
This piano is out of tune.
- Dieses Klavier ist verstimmt.
The piano in Tom's house is out of tune.
- Das Klavier bei Tom zu Hause ist verstimmt.