Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
- Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
He fell ill, and therefore he gave up going abroad.
- O hastalandı, ve bu yüzden yurt dışına gitmekten vazgeçti.
We ate sandwiches, cakes, and so on.
- Sandviçler, kekler ve benzeri şeyler yedik.
We have many things in common: hobbies, educational background, and so on.
- Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri.
The costumes were red, pink, blue, and so forth.
- Kostümler kırmızı, pembe, mavi ve benzeriydi.
He asked me my age, my name, my address, and so forth.
- O bana yaşımı, adımı, adresimi ve benzeri şeyleri sordu.