Английский Язык - Турецкий язык
Определение vakti в Английский Язык Турецкий язык словарь
- kuşluk vakti
- Günün sabahla öğle arasındaki bölümü
Связанные Термины
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение vakti в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- KERAHET VAKTİ
- (Osmanlı Dönemi) Güneşin doğuş, batış ve zeval vakti
- ezan vakti
- Ezan okunma zamanı
- horoz vakti
- Sabahın erken saati
- iftar vakti
- Ramazanda oruç açma zamanı
- ikindi vakti
- İkindi için belirlenen süre, ikindi zamanı
- imsak vakti
- Orucun başlama saati veya zamanı
- kerahet vakti
- İçkiye başlama zamanı
- kerahet vakti
- Namazla ilgili vakit
- kuşluk vakti
- Kuşluk
- muhâsebe vakti
- (Osmanlı Dönemi) hesâba çekilme zamanı
- namaz vakti
- Namazın kılınacağı vakit
- paydos vakti
- İşi bırakma zamanı
- zeval vakti
- Gün ortası, öğle vakti
- öğle vakti
- Günün öğle saatleri
Связанные Термины
Турецкий язык - Английский Язык
Определение vakti в Турецкий язык Английский Язык словарь
- vakti geçirmek
- while away
- vakti zamanında
- time to time
- vakti geldi
- it is time to
- vakti hoş geçirmek
- while the time away
- vakti olmak
- have time
- vakti olmamak
- be pressed for time
- yatak vakti
- bedtime
- seher vakti
- (Havacılık) aurora
- ödeme vakti
- payoff
- Güzelim diye mağrur olma tez savar vakti şebab
- (Atasözü) Beauty is but skin deep
Güzelim diye mağrur olma, tez savar vakti şebab.(Güzellik gelip geçicidir.).
- horoz vakti
- hammer time
- kerahat vakti
- kerahat time
- kuşluk vakti
- late morning
- akşam duası vakti
- vespers
- akşam vakti
- nightfall
- akşam vakti
- about sunset time
- başını kaşıyacak vakti olmamak
- to be snowed under with work, to be up to one's ears in work
- başını kaşıyacak vakti olmamak
- snow in
- biçim vakti
- time for reaping; time for cutting hay; harvesttime
- ekin vakti
- (Tarım) harvest-time
- ekin vakti
- seedtime
- ekin vakti
- (Tarım) seed time
- gece vakti
- nighttime
Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
-Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
I work in the nighttime.
-Ben gece vakti çalışırım.
- gece vakti
- 1. at night. 2. in the evening
- gündüz vakti
- in the daytime, during the day
- gündüz vakti
- in the daytime
- hali vakti yerinde
- well off
- hali vakti yerinde
- well to do
- hali vakti yerinde
- well-off, affluent, in clover
- hali vakti yerinde
- in good circumstances
- hali vakti yerinde
- well endowed
- hali vakti yerinde
- well situated
- hali vakti yerinde olmak
- live in clover
- hali vakti yerinde olmak
- be in clover
- horozların ötme vakti
- cockcrow
- kafasını kaşıyacak vakti olmamak
- to be too busy to think, not to have time to turn around
- kerahet vakti
- colloq . time to begin one's evening drinking
- kuşluk vakti
- tea time
- namaz vakti
- time of a namaz, hour of prayer, prayer time
- namaz vakti
- prayer time
- sabah vakti
- morning
- yemek vakti
- dinner time
- yemek vakti
- dinnertime
- öğle vakti
- noontide
- öğle vakti olan
- meridian
- şafak vakti
- at dawn
Связанные Термины
vakti
Resimler
История
Избранное