Tom was not in compliance with his doctor's orders.
- Tom doktorunun emirlerine uymadı.
These shoes don't fit my feet.
- Bu ayakkabılar ayaklarıma uymaz.
His clothes did not fit well.
- Onun giysileri uymadı.
Tom has welshed on the agreement.
- Tom anlaşma şartlarına uymadı.
You should respect the rules your parents set for you.
- Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.
It's very important to respect the rules.
- Kurallara uymak çok önemlidir.
His clothes didn't match his age.
- Onun giysileri yaşına uymadı.
Tom didn't realize his socks didn't match.
- Tom çoraplarının uymadığını fark etmedi.
Tom is doing his best to fit in.
- Tom uymak için elinden geleni yapıyor.
It is generally hard to adapt to living in a foreign culture.
- Yabancı bir kültürde yaşamaya uymak genellikle zordur.
You have to abide by the laws.
- Yasalara uymak zorundasın.
The first lesson in democracy is to abide by the will of the people.
- Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.
You must conform to the rules.
- Kurallara uymak zorundasın.
Tom is doing his best to fit in.
- Tom uymak için elinden geleni yapıyor.
You must conform to the rules.
- Kurallara uymak zorundasın.
You shouldn't give in to temptation.
- Şeytana uymaya teslim olmamalısın.
Young men are prone to fall into temptation.
- Genç insanlar şeytana uymaya eğilimlidir.
It's very important to respect the rules.
- Kurallara uymak çok önemlidir.
People have to obey the rules.
- İnsanlar kurallara uymak zorundadır.
It is very important to obey the traffic rules.
- Trafik kurallarına uymak çok önemlidir.
You only have to follow the instructions.
- Sadece talimatlara uymak zorundasın.
We don't have to follow them.
- Onlara uymak zorunda değiliz.