I walked softly for fear of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.
I've been having trouble waking up.
- Uyanmakta zorlanıyorum.
He seemed to have just woken up from a dream.
- Az önce bir rüyadan uyanmış gibi görünüyordu.
He wanted to be woken up early by his wife.
- Karısı tarafından erken uyandırılmak istedi.
Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year.
- Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.
The alarm woke up Mayuko.
- Alarm Mayuko'yu uyandırdı.
Although the alarm rang I failed to wake up.
- Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.
The alarm clock wakes me at seven.
- Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.
I find Tom intriguing.
- Tom'u merak uyandırıcı buluyorum.
You'll find this intriguing.
- Bunu merak uyandırıcı bulacaksın.
The police found a truck matching that description.
- Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.