Paylaşılan bir dil vardır.
 - There is a shared language.
Tüm oyunlar tarafından paylaşılan ortak özellikler yoktur.
 - There are no common properties shared by all games.
O, kek parçasını benimle paylaştı.
 - She shared her piece of cake with me.
Tom, Mary ve John Partinin maliyetini paylaştılar.
 - Tom, Mary and John shared the cost of the party.
Görüşme videoya kaydedilip tüm internette paylaşılmıştı.
 - The interview was recorded on video and shared all over the Internet.